14 Ekim 2012 Pazar

birileri geldi

geldim, gidecek yer kalmadı diye mi geldim?
dönmekle kalmak arasında ne kadar çok vakit geçirdim. Hayatımda ortasında kalmadığım, herhangi bir konu yok, dışındaki konuların hepsinde evet öyleyim, iki fikrin çarpışması beynimi patlatacak biliyorum. Hayatın baktığınız yerle değil gördüğünüz noktayla alakalı olduğunu biliyorum.
İnsanlarla tanışınca bazı sorular vardır, konular doğrusu, ezberime aldığım cevaplarına göre de insanları ezberlediğim. Çok konuşmam çok sormam aslında; konuştuğum vakitlerde insanların sorularını dinliyorum çünkü anlattıklarına insanlar hükmedebiliyorlar alışmışlar ama sorularına değil. Anlattığınız bir olay karşısında insanın ne yorum yaptığı değil ne soruyla karşılık verdiği, çünkü ayrıntısını almak istediğimiz şeyleri soruyoruz konuyu bağlamak istediğimiz şeyleri soruyoruz. Karşımızdakini dinlemeyi sevmiyoruz ki konuşma sırasının bize gelmesini beklerken anlıyormuş gibi yapmayı seviyoruz. Ama sorarken boş bulunuyoruz; ne kadara aldın?, nasıl gözüküyordu? kaç tane vardı? çok acıdımı? tekrar yaptın mı? insanları dinlerken yaptıklarını anlamadığım yerlerde hep ,özellikle yeni tanıştığım insanlarla, şu soru kafamı sikti:
abi neden?? neden yaptın ki bunu? bu kadar ciddi bi şekilde anlattığın; haksız mıyım abi? sen olsan ne yapardınlara: neden? nezaman yapardınlara: neden? kavga etmek, durduk yere laf sokmak falan neden yani ? Herşeye anlam kazandırmaya çalışırken de kendi anlamınızı kaybediyorsunuz :(başa bağlarsak) sonrada sorunum bu oldu! çünkü karşımdaki insanın mantığını oturttuğumda olaya pot yapmıyor ama bi yerde yanlışlık var biliyorum değiştirmeye çalıştım yinede kendimce, kendi söküğünü dikemeyen terzi oldum inzivaya çekilmeye karar verdim uyuyorum şimdi.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder